Sana yalanlar söylemeyeceğim, Destina incitmeyeceğim yüreğine sığınan düşlerini kalbimden kalbine konan kelebekler ömrünü ömrüne ulamaya kan içinde kalsa da sana yetişmeye umut aşılayacağım ayaklarıma...
Sana yalanlar söylemeyeceğim, Destina incitmeyeceğim yüreğine sığınan düşlerini kalbimden kalbine konan kelebekler ömrünü ömrüne ulamaya kan içinde kalsa da sana yetişmeye umut aşılayacağım ayaklarıma...
Bir masal dinlemek istiyorum şimdi O masum çocukluk erişilmez düşlerimi Ey Mitra hadi göster iyiliğini Ve dostluk ateşini Ateş üşütürmüş Kar yakarmış Büyüyünce anladım...
göğsüme yaslasam da başını saçını koklasam gözlerine dalıp da denizi bulsam uzak ülkeler gelse de aklıma mavisi yeter bana gözlerinin yeter ki sana bakmasını...
“Hayat, gerçek değil, düşmüş gibi bir şeydir; gökyüzünden yere düşmüş gibi bir şeydir…” Gerçeklerle aram pek kötü olmasa da çokça rüya görenlerdenim. Gördüğüm...
ÇİĞDEM DÜŞLERİ Bana çiğdem çiçeği rüyası anlat Baharda başlayıp baharda bitsin Atalarım gibi çıktım bozkırdan Dağ aştım, selden geçtim, yol aldım Ve yorgun ana...
Susuşların birbirine eklendiği vakitlerin nihayetinde; sarmaşık güllerle kaplı misafir kabul salonuna açılan mermer verandadan yükselen gevrek kahkahalara kulak kabarttım. İki kupa…Pas…İki maça…Sanzatü…Briç oynayan grup,...
Bu sene kış çok çetin geçmiş, aralıksız yağan kar yüksekliği yer yer bir metreye ulaşıp İstanbul trafiğini altüst etmişti. Cilalanmış buz katmanları yüzünden...
Kış uzun sürmüş ilkyazın oynak havasına hasret kalmıştık. Nisan, mayıs yağmurlarıyla yıkanan bitek topraklardan katmerlenerek fışkıran bereketle uzaktan olgunlaşmış siğil gibi gözüken tomurcuklar...
Deniz yıkadı beni dün sabah Vapurda seyrederken İstanbul’u Lodostan poyraza döndü rüzgar Deniz yıkadı üstümü başımı Ve ben hiç itiraz etmedim, Uslu çocuk gibiydim...