Rüzgâr bahçedeki yaşlı iğde ağacının dallarını okşarken, kadife perdeli arka komşunun evinden gelen ninni sesi,feryadın baskısı altında kayboldu. Salon duvarındaki saatin bir elli yıla...
Rüzgâr bahçedeki yaşlı iğde ağacının dallarını okşarken, kadife perdeli arka komşunun evinden gelen ninni sesi,feryadın baskısı altında kayboldu. Salon duvarındaki saatin bir elli yıla...
Huzur yeryüzüne niye eşit dağılmaz ki? Zulme yenik düşer hep mutluluklar… Ama niye? Kınalı kuzularım, Sarı Seçil’im… Servi boylu Mert’im. Beni anlamanızı isterdim şimdi…...
Güz çiçekleri gibi soluk renkli berjer koltuğundan kalkıp, yılların eskitemediği terlikleriyle bütün gün çalışıp, koltuğunun altına sıkıştırdığı iki sıcak somunla ümitsizliğine yürüyen yorgun bir...
Sıkıntım artmıştı. Son günlerde her şey üst üste geliyordu. Kerim’in çekip gitmesi, Arzu’nun hastalığı ve son olarak da işten çıkartılmam. Yirmi dokuzumdayım, fakat kırk...
İçim üşürdü, kapalı perdelerin arasından onu izlerdim.Birbirinesınır iki bahçeningecekondu olanındao, apartmanın üst katında ben yaşardım. Tanımazdım bilmezdim onu, keza o da beni bilmezdi. Çalıştığım...
Ne güzel, ne dokunaklı bir şiirdir Ahmet Muhip Dıranas’ın “Olvido”su. Bir unutamayış serenadıdır. Unutulmak istenilen, gönlümüzü üzen, aklımızı yoran her şeye “Elveda!” diyememenin trajedisini...
Hava soğuktu. Kar yağıyordu. Kedilerin, köpeklerin, dondurucu soğuğa dayanamayarak sığınacak bir yer bulup, sokakta olmadığı saatlerden biri yaşanıyordu. Lafın tam anlamıyla İstanbul...
Ah… Şu kahrolası öksürük! Gecelerdir bırakmıyordu yakasını. Ona günlerdir söyleyemedikleri boğazına yapışmış, öksürük olup işkence ediyordu ona. -Döneceğim ben sana, diyen kısacık...
Yeryüzünün gökyüzüne eş olduğu bir dönemde, karanlığın gündüze egemenlik kurduğu zamanlarda yaşayan aidiyeti bilmeden sahipliği isteyen ve her şeyi almak olarak gören bir ruh...
İstanbul’da oturuyorduk. Babamın Eminönü Postanesinde memur olması dolayısı ile ailece oraya yerleşmiştik. Zaman zaman anneannem de bir aylığına yanımıza geliyordu. Biz de...