Bakışlarımın boşluğa kaydığını söylüyorsunuz. Hâlbuki ben zaten boşluktayım. Düşüyorum, her gün, her gece dağlardan, tepelerden, şehrin içinden, hatta gözünüzden. Tutmuyorsunuz ellerimden. ******* Boşluk Ne...
Bakışlarımın boşluğa kaydığını söylüyorsunuz. Hâlbuki ben zaten boşluktayım. Düşüyorum, her gün, her gece dağlardan, tepelerden, şehrin içinden, hatta gözünüzden. Tutmuyorsunuz ellerimden. ******* Boşluk Ne...
Ayaklarına prangalar vurulmuş mahkûmlar gibi hissediyorum şu an kendimi. Karla kaplı şehrin dört bir yanını dolanıyorum yiyecek bulabilmek için. Gecenin kapkara örtüsü altında, ayazın...
Onlar ne bilir ya? Kim şu onlar hem? Bak güzel anneciğim, hayatımızı şu kuruntularla, yersiz kasvetlerle mahvetme. Yüzüstü yatamıyorum. Hayallerim ciğerime batıyor. Hissediyorum. Yolunda...
(Tabanca sesiyle uyandığında gece yarısıydı. Tek el silah sesi duymuş, korku ile anne ve babasının yattığı odaya koşmuştu. Kırmızı gece lambasının loş aydınlığında...
“Baba evindeyim bugün tepemde dolunay Nasıl doluyum birikmiş yalnızlıklar Ayın umurunda mı cama vurmuş şavkı Adamın biri de tutturmuş damar bir şarkı” Kasım’ın en...
Bütün gece evin içinde dolanıp durmuştu. Gözleri yağmura gebe bulutlarda çakan alazlı şimşekler gibi pırıltılarla dolup dolup boşalıyordu. Kadim dostlarının merhametine sığındı...
-Kızım yemeğe gel! Fidan, annesinin sesini duymuyordu bile. Pencerenin önünde hem yağan karı seyrediyor hem de babasını düşünüyordu. -Sana sesleniyorum kızım, duymuyor musun...