İçim üşürdü, kapalı perdelerin arasından onu izlerdim.Birbirinesınır iki bahçeningecekondu olanındao, apartmanın üst katında ben yaşardım. Tanımazdım bilmezdim onu, keza o da beni bilmezdi. Çalıştığım...
İçim üşürdü, kapalı perdelerin arasından onu izlerdim.Birbirinesınır iki bahçeningecekondu olanındao, apartmanın üst katında ben yaşardım. Tanımazdım bilmezdim onu, keza o da beni bilmezdi. Çalıştığım...
Ne güzel, ne dokunaklı bir şiirdir Ahmet Muhip Dıranas’ın “Olvido”su. Bir unutamayış serenadıdır. Unutulmak istenilen, gönlümüzü üzen, aklımızı yoran her şeye “Elveda!” diyememenin trajedisini...
Hava soğuktu. Kar yağıyordu. Kedilerin, köpeklerin, dondurucu soğuğa dayanamayarak sığınacak bir yer bulup, sokakta olmadığı saatlerden biri yaşanıyordu. Lafın tam anlamıyla İstanbul...
Ah… Şu kahrolası öksürük! Gecelerdir bırakmıyordu yakasını. Ona günlerdir söyleyemedikleri boğazına yapışmış, öksürük olup işkence ediyordu ona. -Döneceğim ben sana, diyen kısacık...
Yeryüzünün gökyüzüne eş olduğu bir dönemde, karanlığın gündüze egemenlik kurduğu zamanlarda yaşayan aidiyeti bilmeden sahipliği isteyen ve her şeyi almak olarak gören bir ruh...
İstanbul’da oturuyorduk. Babamın Eminönü Postanesinde memur olması dolayısı ile ailece oraya yerleşmiştik. Zaman zaman anneannem de bir aylığına yanımıza geliyordu. Biz de...
(Tabanca sesiyle uyandığında gece yarısıydı. Tek el silah sesi duymuş, korku ile anne ve babasının yattığı odaya koşmuştu. Kırmızı gece lambasının loş aydınlığında...
Kahraman anlatıcım yine radyoda en güzel parçalarını benim için çalıyor. İçim içime sığmıyor; kuş oluyor uçuyorum sanki. Bulutların üstünde koşuyorum müzik notalarına basa basa....
“Bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti…” Edip Cansever “Aha,” dedi. “Aha buradan akardı su evveli. Daha da...