“Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim!..” Gülmece de olsa böyle atma ve sallama becerim (!) yoktur. Yaylamızın aslı var da o...
Belirsiz bir zamirle konuştum hep Kime ait olduğunu bilmediğim mağaralarda Büyüdüm duvarlarına baka baka Siyah kumun ayazında, çırılçıplak Kimdim, nereden gelmiştim ve neden Pusuya...
“Ölümü çağırma, sus!” dedi annem. “Sakın çağırma.” Duymasın diye bunca zaman sustum zaten annem. İnan sustum. Kemiklerim çatırdadı sadece, tek tek kırılırken. Şimdi de...
Kuşluk vaktiydi. Cam kenarında oturuyordum. Amca oğlu Memet ayağında yeni ayakkabısı, elinde siyah çizgili topuyla koşarak avluya girdi. Yine nefes nefeseydi, bir süre soluklandı....
Güneş ışıklarını kaçırdığında, Yüreği buz keser kara toprağın Uzattığında ümidin sıcak çırasını Bahar çiçeklerine bezenir bağrı… Güllerin sürgünleri uzar sevdaya Papatyalar ak sayfalarını serer...
Kuru daldan oldu fidan Doğru ilde kaldı yalan İçimde tutuşan tufan Gözden ırak tutsun beni. Ben aydım o ise güneş Dünya oldu bize kalleş...
Öne Çıkan
Öykü ve Şiirler
KIRIK BİR AŞK HİKÂYESİ Neydi ona karşı hissettikleri? Aşk mı? Hayranlık mı? Neydi? Doğrusu bilmiyordu ama odasında onu beklerken kalbi nasıl da çarpardı. Ama...
GÖÇMEYEN KUŞLAR Binlerce darağacı bekliyor boynumuzdan selamlamak için bizi Boyumuzu aşan işlere kalkıştık besbelli Hiç yokmuş gibi davrandık o güzelim ömrü sürükleyen duygu seli...
DÜNYA KÜL İÇİNDE yüzünü gizleyen ay gibi gri bulutların arkasındayım yıldızların kırık çemberiyle bedbahtlığım örülüyor gökyüzüne hayat sabrın damlasını yudumlayarak hibe verilmiş özgürlüğüm yeryüzü...