Ben Kim bilir, kime sesleniyorum Çayırlarda yorgun atlara sesleniyorum Daha bir süre böyle; böyle yapayalnız Bir mezarlığın önüne geldik Burası yepyeni bir tarih, yepyeni...
Ben Kim bilir, kime sesleniyorum Çayırlarda yorgun atlara sesleniyorum Daha bir süre böyle; böyle yapayalnız Bir mezarlığın önüne geldik Burası yepyeni bir tarih, yepyeni...
Bak yükseliyor Mimar Sinan’ın camilerinde kubbeler Sen birinde ay oluyorsun diğerinde güneş Gece ve gündüz birleşiyor ellerinde Bir yakana hüznü diğerine sevinci ilikliyorsun Toprak...
Ayaz bir kış akşamında şehrin göğe en yakın yerinde sise gömülmüş hayalini izliyorum şehrin göz bebeklerinden… Gözlerinden gözlerime perde perde akarken mazi ansızın hayalime...
Cami avlusunda değil uyandığımda onu yatağımda buldum. Emekledi emeklemesine, bir de yürüyebilse karış karış gezecek her yeri, anlıyorum gözlerinden. Ne emzik, ne kundak…...
Sabahın erken saatleriydi. Bankta tek başına oturuyordu. Yanına yaklaştım ve oturdum. Fark etmedi oturduğumu, çok dalmıştı. Gözünü bir noktaya iliştirmiş, sanki orada bir...
Yüksek binalar örmekte yalnızlığı Şahadet tekmilleri yükselir tozlu yollardan Acıkınca bir şehrin ıssız meydanı Gölgelerini alıp uzaklaşan kuşlar tanıdım Kalabalık bir görünüme...
Pencere kenarındaki tek kişilik karyolayı gösterip; “Yatacağınız yer burası.” dediler. Pencere arka bahçeye bakıyordu. Büyük kestane ağacı camları delip içeriye girecek gibi. “Özel...
Yalnızlığın ayak seslerini dinliyorum, Yağmurun her damlasında… Çaresizliğim olgun başaklar gibi Başını eğiyor hafifçe. Her damla, Issız düşüyor toprağa… Gece yorganını toplamış, Kardelenlere...
Gitmelerindendi içimdeki korkular Ve Gittin ya Kabus oldu uykular Gün ışığına inat açmıyorum perdeleri Güneşe hasret, menekşeye eziyet Umurumda değil baharın kokusu Rüzgarla gelen...
Dilimde paslı bir yalnızlık tadı Ya da kekremsi tuzu denizlerin Bir ince hıçkırık bir tel boğazımda Kalbimin sızısı bilmem ne kadar derin Bana kalan...