seni topladım savrulan kokulardan dağılmışsın yağmur kuruyor toprağında arkeologlar geleceği arıyor belki de durmuş toprağın içine bakarak kimse bilmesin öteki yanımı yüzüm arafta büyük...
seni topladım savrulan kokulardan dağılmışsın yağmur kuruyor toprağında arkeologlar geleceği arıyor belki de durmuş toprağın içine bakarak kimse bilmesin öteki yanımı yüzüm arafta büyük...
Sözcükler diyorum Bulana mıdır hükmü, duyana mı? Dinleyiver tut ki düşerken bir yaprağı Ya alkış sesine benzer ya da omuzu tüfekli bir askerin çığlığı...
Hele kaldır ayrılığı Özde ne var belli olsun. Üfle gitsin küllerini Közde ne var belli olsun. Bizde sevda, bizde aşk var; Bizde yürek, bizde...
Huzurlu, mutlu, kaygısız günleri anlatır bilgeler Eskiden dünyada sadece barış hâkimdi, derler. Kavgalar, savaşlar çıkar, İnsanoğlunun arttıkça hırsı… Dünya emekçilerinin tanrısı Barış aşığı Demirci...
Yokluğunun bilmem kaçıncı akşamı, hava çok sıcak ve dal kıpırdamıyor. “Geleyim de manzarana, nazır biraz sohbet eder, iki çay içeriz.” desem “Gel buyur.” demezsin;...
İkindi üzeri çalan bir kapı Çalınan umutlar, karla karışık Yüzlerde tebessüm, gönüller somurtkan İki değil beş yüz katlı insanlar Hırs mı, kin mi, haset...
Elifçe iltifatlarda bulunursun Liflerim çözülür yürek bağımdan İnce bellerinden tatlı dilinden Fikrim sende kalır yüreğim sende Nazlı bir yelkenliydi denize açılan Ahu derya olup...
Bir sabah Adamın kuklası konuşmaya başladı Adam buna çok şaşırdı Kapıları ve pencereleri açtı Güneş yükselirken Adam bir heykel gibi dondu kaldı Adamın kuklası...
Sensiz yaşayamam dedim, gittin Deli-divane oldum, Küstüm zamana! Her ayrılık bir yıkımdır Biliyorum Yüreğim yangın yeri! Hızlı yaşamak bana göre değil Gönlüm bir iç...
Yangın yeri bu dünya dumanı tüten saray Hani dağ başındaki azade çınar Hani su kenarına inen gazel Bir kervan ki göçtü gitti çölümüzden habersiz...