Susuşların birbirine eklendiği vakitlerin nihayetinde; sarmaşık güllerle kaplı misafir kabul salonuna açılan mermer verandadan yükselen gevrek kahkahalara kulak kabarttım. İki kupa…Pas…İki maça…Sanzatü…Briç oynayan grup,...
Susuşların birbirine eklendiği vakitlerin nihayetinde; sarmaşık güllerle kaplı misafir kabul salonuna açılan mermer verandadan yükselen gevrek kahkahalara kulak kabarttım. İki kupa…Pas…İki maça…Sanzatü…Briç oynayan grup,...
Bu sene kış çok çetin geçmiş, aralıksız yağan kar yüksekliği yer yer bir metreye ulaşıp İstanbul trafiğini altüst etmişti. Cilalanmış buz katmanları yüzünden...
Kış uzun sürmüş ilkyazın oynak havasına hasret kalmıştık. Nisan, mayıs yağmurlarıyla yıkanan bitek topraklardan katmerlenerek fışkıran bereketle uzaktan olgunlaşmış siğil gibi gözüken tomurcuklar...
Martıların çocuksu haykırışları, engin mavi denizlerin derinliği, en güzel dudakların döktüğü en güzel şarkılar bitti… Başucumdaki sehpada bir canavarın saldırgan yeşil gözlerini...
Kendimi bildim bileli, tarihlerle başım derttedir, iyi ya da kötü iz bırakmış her tarih, istemesem de aklıma kazınır, bazen unutur gibi olsam...
Her yıkıntı yeni bir dönemin başlangıcıydı. Acıtıyordu elbet, bazen de kanatıyor. Merhem bulunmuyordu bazı yaralara. Hele birde kabuk bağlamadıysa. O son gece,...
Yine yeni yeniden bir gün daha. Geceden yağmur yağmış, toprak ıslanmış, koku her bir tarafa yayılmış. Her karanlık sonrası ortaya çıkıveren aydınlık gibi....
Bu sabah tam evden çıkacakken, aklıma açık pencere geldi geri döndüm, kapatmak için hamle yaptığımda; Yaşlı adam, oturduğu sandalyede güçlükle doğrulup, bizim...
Herkesin yaşamı bir romandır, ister hırgürsüz ister kıran kırana geçsin, bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez. Bir an gözlerinizi kapatın, geçmişinize doğru küçücük...
İnsan hiçlik makamını tanırsa eğer oraya ulaşmak için dünyadan vazgeçer. Bu dünyevi arzuların bitmeden tükenmeden, gün geçtikçe büyümesini istemediğiniz bir bitki gibi...