Kalk borusu üflendiğinde Hapis bedenlerinden azad ruhlar toplansalar Toplanıp dağılsalar Dağılıp arasalar Dünlerde, yarınlarda, Uzaklarda, çok uzaklarda, Ve şehirlerden ve denizlerden ötede Elbette bulacaklar...
Kalk borusu üflendiğinde Hapis bedenlerinden azad ruhlar toplansalar Toplanıp dağılsalar Dağılıp arasalar Dünlerde, yarınlarda, Uzaklarda, çok uzaklarda, Ve şehirlerden ve denizlerden ötede Elbette bulacaklar...
Şiirleriyle konuşan kadınların, besteleriyle susan adamların olduğu ülkelerden birinde bir şiir, bir besteye âşık olmuş. İstemiş ki, o bestenin sözü olsun, notalar sözlerle harmanlasın,...
Yüz çeviriyorum esrik aynalardan Zühre yıldızını soluma alıp ivecen dalıyorum derin denizlere albatroslar pusulam genzimde asırlanmış iyot kokusu evvelden ahire düş ağı ördürüyor zıpkınına...
Taze çekilmiş kahve kokusu -Nereden geliyor böyle? Çarşıda cümbüş kalabalık Beynimi inletiyor Geçiyorlar çok yakınımdan Bir daha göremeyeceğim insanlar Dostum, kardeşim, annem, babam Kilometrelerce...
göğsüme yaslasam da başını saçını koklasam gözlerine dalıp da denizi bulsam uzak ülkeler gelse de aklıma mavisi yeter bana gözlerinin yeter ki sana bakmasını...
Bahar hep beklenendir, peki kış Melisa? Bazı çiçekler vakitsiz açar, bazısı vakitsiz kurur. Durulur elbet kim bu manayı bulsa Her insan kendi iddiasından vurulur....
Biri ağıt yaksa Ağlamaya başlıyor yüreğim. Daha dün gördüm gözlerimle Recmettiklerini genç bir kızın ümitlerini Kurşuna dizdiklerini dul bir kadının tebessümünü Lakin dönüp duruyor...
dökülüyor mevsimler ilmekler başka zamanın sözcüsü ruhun pencereleri o yüzden nem kapıyor her dolu sessizlikten ışıktan birer damla tutuyor orada harf-i beher… orada, kozasında...
seni topladım savrulan kokulardan dağılmışsın yağmur kuruyor toprağında arkeologlar geleceği arıyor belki de durmuş toprağın içine bakarak kimse bilmesin öteki yanımı yüzüm arafta büyük...