Bir masal dinlemek istiyorum şimdi O masum çocukluk erişilmez düşlerimi Ey Mitra hadi göster iyiliğini Ve dostluk ateşini Ateş üşütürmüş Kar yakarmış Büyüyünce anladım...
Bir masal dinlemek istiyorum şimdi O masum çocukluk erişilmez düşlerimi Ey Mitra hadi göster iyiliğini Ve dostluk ateşini Ateş üşütürmüş Kar yakarmış Büyüyünce anladım...
Gelecek olan felaketleri beklemek Ve onların iyileşme sürecini düşünmek Beni bir çocuğun öğrenme isteğindeki Körelmeye itti. Parke taşlarının hikâyesi bir çay içimliği kadarmış, Elleri...
Otobüs hızla yol alıyor. An onu kovalıyor sanki… Ya da an’a mı yetişiyor? Neyse ne… Sinirliyim… Bildiğim bu! Nasıl evden çıktım hatırlamıyorum. Sadece telefonuma...
menzilinden kışlar dökülüyor, ölüm denizinde halkalanan göç başladı. kimse dinlemez oldu kendi ağıtını, başkasına inanıp kandığından beri. his sorun değil gözlerimiz bir ayıba iniyor...
Enerjisini güneşten alan saat gibi tıkır tıkır işler doğanın mimarı tarafından kurulan düzen. İnsan marifetiyle her ne kadar bozulmaya çalışılsa da… Bestseller listelerine girmeye...
Bir çocuk ölünce Kaybolur kuşların sesi Kimse bilemez Sevinç neydi? Bir çocuk ölünce Büyümez oyuncakları Dilsizdir artık ...
“Geliyorlar yarım saate! Uzun yoldan geliyorlar, acıkmışlardır. Her şeyi hazır ettin değil mi Elif?” “Hazır ana, ocak harlandı; koyarım şimdi yemeği. Gözümün yaşını da...
Kardelen çiçeklerini bilir misiniz? En yüksek yerlerde toprağı ve kar tabakasını delerek baş gösterir. Zorluklara aldırmadan dik durur tüm ihtişamıyla. İşte bu kitap da...
Gecenin karanlığından kurtulmuştu güneş. Yağmur çiseliyordu. Palandöken’in zirvesindeki kar, beyaz bir sevincin gülümsemesiydi. Sokak arasındaki küçük bahçenin bodur kiraz ağacı çiçek açmıştı. Bitişikteki bahçenin ağacındaki tomurcuklar patlamak üzere...
Çocuk neşeyle elindeki bilyeyi gökyüzüne doğru tuttu tek gözünü kapatarak… Maksadı içindeki gökkuşağı gibi cıvıl cıvıl renklerin güneşte dans ettiğini görmekti… Sonra birden...